Birkaç gün
önce Mehmet Ali Birand’ı kaybettik ya… Ne çok vatan sever varmış böyle yahu.
Mantar gibi bir bir ortaya çıkmaya başladılar. Sanki Birand yaşarken memleket
bunlara dardı da birden bire yer açıldı rahatlayıverdiler, ölüm gerçekleşince
misket gibi bir bir dökülmeye başladılar. Saçıldıkça saçıldılar etrafa ama
kinlerini dökerek.
Vatanseverlik
nedir? Kime göre? Neye göre? Derecesi nedir? Kim belirler senin ne kadar sevip
sevmediğini? Kim ölçer hem bunu? Mehmet Ali Birand’ın ölüm haberini veren tüm
resimlerin, tüm yazıların altında bir nefret yığını. ‘Vatan haini’ naraları
almış başını gidiyor. Baksan yazanlara, evinin köşesinde oturmuş düğme bile
dikemeyen hanımlar, kahve köşelerinde aylaklık yapmaktan başka bir halt
bilmeyen işsiz güçsüz gençler, çalışmaktan, emekten, üretmekten bir haber olan,
nerde avanta varsa gidip alayım diye ağzı açık kuş gibi bekleyen beleşçiler…
Ölüm herkese
geliyor, iyi veya kötü. Bu ölüm kötü oldu. Vatanını sevmiyor dediğiniz bu adam
yıllardır o vatanda hizmet ediyordu. Kendi davası kendine, kendi düşünceleri
kendine. Gün gelecek elbet herkes bir hatası varsa bunun bedelini mutlaka
burada veya ahirette ödeyecek. Ancak birincisi ölen bir insandı, ailesi olan,
sevdikleri olan, sevenleri olan bir insandı. İkincisi üreten, emek veren biriydi.
Yetiştirdiği kişilerin her biri ayrı bir kurumda saygın görevdeler hala ve en
önemlisi ne biliyor musunuz? O yetiştirdiği insanların onu hala saygıyla
anmaları. Önceki gece Kanal D’nin 32. Gün 25. Yıl programını seyrederken, Ali
Kırca’nın, Can Dündar’ın, Cüneyt Özdemir’in ve daha birçok yetiştirdiği
kişilerin onun karşısında saygıyla ama en çok sevgiyle durduklarına içim
giderek baktım. Bir yola baş koyup, bir ülke için elini taşın altına koyup,
ekip ruhu ile bu sürü psikolojisi ile hayatını sürdüren memleketim insanlarının
gözlerini açmak için ne kadar uğraştıklarını gururla seyrettim. Kişisel hırslar
elbette vardı ama bunca yıl hiç bozulmadan yürüttükleri dostluğu nasıl
açıklayabilirsiniz? Zor tabii ki.
Yok örgüt
gücünü destekliyormuş da, yok ermeniymiş felan da filan da…Geçin bunları. Daha dünkü
Diyarbakır’daki cenaze töreninde her şey ortadaydı. Asıl devletten gelen
desteği görmeyin, gazetecilik için girdiği her delikteki karanlık güçlerle o
gazetecileri dost zannedin. Bu kadar acımasız olmayın, emek öyle sanıldığı gibi
kolay harcanmaz. Hele öyle Birand gibi yılların emeği hiç harcanmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder