5 Mayıs 2011 Perşembe

23 Nisan Hikayesi...


             Okul önemlidir. Gerçekten çok önemlidir. Binasından tutunda bahçesine kadar, hizmetlisinden kantinine kadar merak edersiniz yeterli mi değil mi diye. Müdürünü ve öğretmenlerini söylememe ise hiç gerek yok. Normali budur bence, öğretmen nasıl acaba? iyimidir? başarılı mıdır? peki müdür? sıkı bir yönetici midir? sahiplenir mi okulunu öğretmenlerini? diye merak edilmemelidir. Öyle olmalıdırlar çünkü. Minicik çocuğunuzu ellerine teslim ederken gözünüz arkada kalmamalıdır. O şimdi ne yapıyor? ağlıyormu? eziliyor mu? üşüyor mu? korkuyor mu? diye paralamamalısınız kendinizi.
              Elbette şartlar her zaman istenildiği gibi güzel olmuyor, olamıyor. Yapı kötüyse olsun diyorsunuz insanları güzel, eğitimi güzel deyip susuveriyorsunuz bazen. Veya yönetim de bir çarpıklık varsa yine kendinize başka bir teselli buluyorsunuz "olsun, öğretmenimiz yeter" gibi. Bazen bunların hepsi aynı anda aksaklığa uğrayabiliyor ki bu çok fena işte. Bir şeylerde eksiklikler başladığı anda çorap söküğü gibi gidiveriyor ard arda.
              Kızımın okulundaki organizasyon bilmecesi iki yıldır fena halde şaşırtıyor beni. Binanın, bahçenin, günlük rutin işleyişin düzensizliğine gözümü kapatıp bari eğitimi yolunda gitsin diyerek devam ediyoruz okulumuza. Ancak eğitim ne kadar önemliyse de tek başına yeterli olmuyor bence. Çocuğun sosyalleşmesi için, düşsel gücünün zenginleşmesi için sosyal aktivitelere de ihtiyacı var ve ne yazık ki iki yıldır okulumuzda bu anlamda hiç bir faaliyet olmuyor. Ne resim, ne tiyatro ne de güzel bir organizasyonla yapılan sinema gezisi. Bu nedenle 23 Nisan gösterileri o yıl için müthiş bir keyif oluyor bizim için. Sadece on dakikalık yapacakları dans gösterisi bile çocukları heyecandan uçuruyor, bir şeyler başarabilmenin keyfine varıyorlar. Bu da güzel ancak iki yıldır bu eğlence bile biz veliler için birer kabus haline gelebiliyor :))  Peki neden? Organizasyon hatası elbette, daha ne olsun!

               On gün boyunca bir türlü şekline, renk tonuna karar verilemeyen gösteri elbisemiz terziye verdikten sonra elime gecelik türü bir elbise olarak geri döndü :) Yukarıdaki resimde olan elbisenin üst tülünün olmadığını düşünün. Bir gecede elimde ne kadar tül varsa üzerine dikip, tam dört gün boyunca o tüllerin üzerine tek tek boncuklar işleyince elbise en sonunda güzel bir şekle büründü. Onca dans eden çocuklar için, yapılan güzel etkinlikler için bir çiçek dahi asılmayıp, süslenmeyen boş okul bahçesini rengarenk yaptı bizim çocuklar. Biraz kırgın, çok da kızgın geçti benim için 23 nisan gösterisi. Umarım seneye aynı ilgisizlikle karşılaşmayız tekrar. Bakın kızımın mutluluğuna, bunun için değmezmi tüm sıkıntıya allah aşkına!..





             


Miniğin minik mutfak önlüğü




23 Nisan elbisesi bilmecesi öncesinde görmüştüm bu yaramaz kız figürünü Leyya'nın bloğunda. Bir kenara çizmiştim ama çanta yaparım belki onun gibi bir gün diye düşünmüştüm. Küçük cadı son günlerde kendini daha çok mutfağa verince mutfak önlüğü yapmak daha akıllıca geldi bana.
Baboş'un şiddetle karşı çıktığı, "çocuğu evcimenliğe alıştırma " diye mızıldandığı (hani bulaşık yıkamak yerine çarpım tablosunu ezberlesin demek istiyor ki çok da haklı :)) bu önlük en sonunda bitti. Göstermek gibi olmasın :) işaret parmağımın yanındaki orta parmağımda minik bir delik açıldı bu önlüğü dikmek için. Dikiş makinem olmadığı için elimde dikmek parmağımı kevgire çevirse de güzel oldu yahu , daha ne olsun :)








LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...