23 Nisan 2011 Cumartesi

Erkeksin değil mi?

Komik tavuk karikatürü

Marketteyim... Yoğurt kutusunun üzerindeki son kullanma tarihini inceliyorum. Bir karı koca geliyor yanıma doğru, marketin koridorları daracık, bir taraf reyon biskiviler çikolatalarla dolu, karşı reyonu colalarla, yani ilerlemek çok zor o daracık alanda. Bizimkiler boş market arabasını ittire ittire ilerliyorlar. Bir ara kadın o dar koridorda market arabası ve koca basenleriyle yan yana gelince geçecek yer kalmadı adam için haliyle ve kadın ani bir hareketle kenara kayıp adama yol açmaya çalıştı. Adam da aynı anda ilerlemeye kalkınca ayağı market arabasına çarpıp sendeledi birden ve :
“Yolda yürümesini bilmiyon, kadın başınla dışarı çıkıyon” diye bağırdı kadına hemde “erkek başıyla !”
Sinir uçlarım gerildi birden, binbir tilki doluştu kafamda, elimdeki beş kiloluk yoğurt kabını onun “erkek başına” fırlatmam için dürttüler beni durmadan. Sessizce pısıp eğik başının altından ürkek bakan kadının yanında bir metrelik çirkin suratlı bir “erkek baş” işte.
Hem niye kötüler sahiden de çirkin olurlar ki. Dikkat edin bakın, sinir, lanet, şirret, şeytan vb kategorisinde bulunan o “insan” benzerlerinin suratında normal üstü bir çirkinlik vardır ve hemen tanırsınız onların yapısını. Bu adam (cık) da onlardan biriydi işte.
Bayramın ikinci günü;
Yakın bir arkadaşımız ve eşiyle beraber yine bir başka arkadaşımızın evine bayram ziyaretine gidiyoruz. Evleri denizin tam karşısı, denizle apartmanlar arasında otoban geçiyor. Deniz manzarasının tam önüne otoban yapılarak o manzaranın nasıl içine ediliyor öğreniyoruz bu arada. Biz tam apartmanın kapısındayken arkadaşımın eşi diyor ki :
“Ne ilginç değil mi? Biz şimdi denizden yukarıda duruyoruz !!?”
“Olurmu öyle şey” diyorum arkadaşımla beraber, “ biz de denizle aynı seviyedeyiz, sadece otoban yüksekte duruyor”
O bir inatla hem merdivenden çıkıyor hemde aynı şeyi tekrarlıyor, bizi ikna edemeyince de
"Aman! Kadın kısmı ne anlar” diyor , kendileri, “erkek başıyla!”
Aynen marketteki “-yon, -yon” diye konuşan gibi bir gereksiz “erkek baş”işte bu da. Tam bayram günü manşetlik bir cinayetin faili meçhul adayı. Faili bilinmez ama tam bir meçhul olduğu doğru, bilinmeyen bir x abi, bilinmez, kimliksiz, değersiz!.. Bilmiyor ki o “kadın kısmı”nın biri onu yıllardır “erkek baş” olmaktan çıkarmaya çalışıp “insan” sıfatını sırtına dayamaya çalışmış. Ama görünen o ki pek te başaramamış. Haaa arkadaşımın bunu başarmak için uğraştığından şüphem yok ama belli ki o “erkek baş”ın bünyesi kaldıramadı belki bu “insan”sıfatını taşımaya.
Cinsiyet farkının gözümüze gözümüze sokulmasının rahatsızlığı nedense feministlik olarak değerlendirilir. Bir de biraz daha bilerek, kavrayarak savunursanız kadınlık hakkınızı “entel feminist” damgası bile yiyebilirsiniz. Ama birilerinin bu “cinsiyet = akıl” yargısını çürütmesi gerekiyor.
Mesela, bir dava da tahliyesini kabul etmeyen hakime: “- o gitsin evde çocuk doğursun” diye bağıran bir hırsızın “o kadıncağız hakimlik yaparken sen gidip de ş……siz bir hırsız oldun da ne oldu?” diye sormadan olmaz elbette, o da bu lafının nereye sünüp gideceğinin farkında da değildir ş……..sizlik peşinde koşarken o “erkek başıyla”.
Mesela, bizim buralarda bir cadde üzerinde kocaman “temiz anne, temiz çevre” diye kocaman bir afiş asılıdır ve her gördüğümde bir gıcık oturur boğazıma bağırmak gelir içimden ki “-neden temiz baba” değil diye. Çocuğun temizliğinin anneden geldiği ne belli, yollara tükürmeden yürüyemeyen, boğazını temizleme gibi tuhaf bir tike sahip babalar varken ne demektir ki “temiz anne, temiz çevre”?. Hoş zaten buralarda yollarımız annelerimizin etekleri sayesinde tertemiz dir ki. Ayaklarına dolaşırcasına uzunluktaki etekleri zaten süpürür gider yolları, temiz pak eder. Bizim “erkek başlı”lar o “kadın başı”yla sokakta olmamaları gereken hanımları zaten tavuskuşu misali metreler uzunluğunda entariye kapatırlar ki hem sokaklar temiz olsun hem namuslarına bir helal gelmesin. “kadın başı”yla sokağa çıkanların ahvali ortada işte, ya meydanlarda mıncıklanma yada aklınıza gelecek bilumum bütün utanç verici girişimdir yani.
Erkekliği başka bir yücelik sayanların beyin ölçümü yapılmalıdır diye düşünüyorum ben. Fındık misali midir, leblebi tanesimi?
Siz “kadın başına” ayakta durmaya çalışan sevgili kadınlar da; bırakın onlar erken öten horozun kaderine biraz daha yaklaşsınlar, nasıl olsa bir gün inceldiği yerden kopup gidiverecekler. Sürsünler keyfini testesteronlarını çoşturarak. Er yada geç hak yerini bulacaktır eminim bundan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...